Arifureta Shokugyou de Sekai Saikyou 2.Bölüm

Çeviri için Mugetsu kontrol/düzenleme için Bora arkadaşımıza teşekkürler. Size de keyifli okumalar…

Önceki Bölüm                                                                                      Sonraki Bölüm


Hepsi savaşa katılmayı kabul ettiğinden beri, öğrenciler mücadele etmeyi öğrenmek zorunda kalacaktı. Onlar ekstra güç ve potansiyele sahip olsa bile, sadece normal Japon lise öğrencisiydiler. Aniden canavarlar ve şeytanlarla kavgaya girmek değildi.

Ancak Hairihi Krallığı bunun zaten farkındaydı. Kilise Charm Byrne ailesi tarafından kurulmuştu ve onların taptıkları tanrı ile çok yakın bir bağları vardı.. Eht samanın onlara güç vereceğini düşünüyorlardı.

Öğrenciler kilisenin ön kapısından dışarı çıktı. Dağdan aşağıya indiler ve Hairihi Krallığı ziyarete gittiler. Kilise “Tanrı’nın Dağı” zirvesinde yer alıyordu. Görkemli kilise kapıları açıldığında, onları selamlayan deniz ve bulutlar vardı. Onlar mavi gökyüzünün görkemli sahnesi, köpüklü güneş ve bulutların deniz gibi görüntüsü ile hayrete düşmüştü.

Ishtar bir şeyler hakkında övünmeye devam ederken, yürümeye devam ettiler. Sonunda beyaz çitler tarafından çevrelenen koridor göründü. Görünüşe göre bu koridor katedralin yeriyle aynı malzemeden yapılmıştı. Kaide(yapı) üzerinde, içine oyulmuş devasa sihirli oluşumlar vardı. Çitin diğer tarafındaki deniz bulutları olmadığı için, öğrenciler huzursuzca Kaide’nin(yapının) merkezinde toplandı.
Ishtar güzel ve alçak bir sesle konuştu.

Tendou yolu sadece müminler için açılır.

Sözleri söylediği gibi o sihirli oluşum parlamaya başladı. Kaide(yapı), teleferikle bir yere doğru çapraz bir şekilde rahatça hareket etmeye başladı. Görünüşe göre, “ilahi”(Ishtar’ın söylediği sözler) kaide üzerine oyulmuş sihirli oluşumu güçlendirmişti. Kaide aynı bir teleferik gibiydi. Öğrenciler sihri ilk kez gördüklerinden çok heyecanlıydılar.

Sonunda, bulutların arasından geçtiler ve zemin göründü. Büyük bir kasaba altında olduklarını gördüler. Büyük bir kale dağ ve kasabaya inşa edilmişti. Bu Hairihi Krallığıydı.

Hajime savaş öncesi Japonya günlerini hatırladı. O zaman din ve siyaset yakından birbirine bağlıydı. Bu sonradan büyük bir olasılıkla soruna neden olacaktı. Ancak, bu dünya daha da gergin olabilir. Sonuçta, bu dünya başka dünyalardan farklı olarak , “Tanrı’nın İradesi” gibi bir güce sahipti ve başka dünyalara bile dokunabiliyorlardı. Geri dönme olasılıkları tamamen tanrının duygularına ve buda bu dünyayı kurtarmalarına bağlıydı. Başkentin görünümü daha net olurken, Hajime kalbinde bastırılmış bir tedirginlik hissetti,ama elinden geleni yapacaktı.

* * *

Topluluk Kraliyet Sarayına geldi ve hemen taht odasına geçtiler. Sarayın koridorlarında dolaştılar ancak süslemelerin güzelliğini fark edemediler. Yol boyunca, şövalye gibi giyinmiş birilerini gördüler. Onlarda bazı hizmetçiler takip etti, herkes üniformalıydı. Huşu ile öğrencilere baktılar. Öğrenciler zaten popüler gibi görünüyordu.

Hajime grubun sonundaydı ve rahatsız görünüyordu. Ishtar ve parti üyeleri güzel bir kapının önüne geldi, iki asker kapının önünde dikkatle duruyorlardı. Bir cevap beklemeden, onlar kapıyı açtı.

Bunu doğal bir şeymiş gibi karşılayan Ishtar yavaşça içeri girdi. Öğrenciler de *Kouki hariç* biraz tedirgin hissederek içeri girdiler.

Bu noktada Hajime de kapıdan girdi. Girişinde lüks ve tüm yolu saran kırmızı bir halı göründü. Tahtta hırsı gözünden okunan orta yaşlı bir adam oturuyordu. Hepsi tahtın önünde durdu ve bekledi. Tahtın yanında kraliçe gibi görünen bir kadın vardı. Onun yanında ki sarı saçlı ve mavi gözlü 10 yaşındaki bir çocuktu. Bir 15-16 yaşındaki Bishoujo vardı ve ona eşlik eden küçük 7-8 yaşında bir kız vardı.

Ishtar Kralın önüne ilerledi tahtın önünde geldi, Hajime grubu da durdu. Kral hafifçe bir saygı işareti olarak Papa’nın elini öptü. Görünüşe göre, Papa burada üst düzey köpekti. Bu sayede Hajimenin içten içe yürüttüğü bu insanlar gerçek tanrıdan habersiz ve sadece kandırılıyor gibiler tezi de doğrulanmış oldu

Oradan, kendilerini tanıttı. Kral’ın ismi Erihido SB Hairihiydi. Luruaria Kraliçe, Randell prens, Liliana 1. prenses. ve Maribelle 2.prenses. Sonra, başbakan, Şövalye komutanı ve diğer yüksek statü sahibi insanlar kendilerini tanıttı. Genç prens ona hayranlıkla bakıyordu çünkü Kaori’nin cazibesi evrensel gibi görünüyordu.

Bir ziyafet düzenlendi ve bu dünyanın mutfağının tadını öğrendiler. Bu krallığın görünümü Dünya’nın eski Avrupalılarına çok benziyordu. İçkinin rengi pembeydi ama çok lezzetliydi.

Prens sık sık Kaoriyle konuşmaya çalışıyordu ama erkeklerin onun gözünde hiç şansı yoktu ve o sadece 10 yaşındaydı.
Kraliyet sarayında onları eğitecek eğitmenler tanıtıldı. Onlar da hepsi için barınak, gıda, giyim sağlayacaktı.

Akşam yemeği bittikdikten sonra her kişi kendi odasına geçti. Hajime’nin üzerinde bir gecelik vardı yatağa hayran olan tek kişi o değildi elbette. Hajime böyle bir lüks odada rahatsız oldu. Yatağın üzerine atladı ve yavaş yavaş uykuya daldı.

* * *

Eğitim ve dersler ertesi gün başladı. İlk önce öğrencilerin her birine bir gümüş plaka (12cm x 7 cm) tanıtıldı. Öğrenciler merakla plakalara baktı. Şövalye Komutanı Meld Loggins anlatmaya başladı.

Yoshi, herkes bir tane aldı mı? Bu plakalara Statü Plakaları denir. Kelimenin tam anlamıyla, bu plakalar sizin istatistiklerinizi ve durumunuzu gösterecektir. Plaka kimlik kartı olarak da hizmet vermektedir. Sakın kaybetmeyin.

Meld çok kaygısızca konuşuyordu. Yoldaşları onun konuşmasını istedi çünkü böyle bir tavır karsısında çocukların rahatlayacağını düşündüler. Onun açık yürekli bir karakteri vardı. Normal bir şekilde birbirleriyle konuşmak için. Öğrenciler ise, büyükleri bile bu kadar kaygısız olduğu için rahatlayamadılar.

Beni dinleyin pislikler, bu iğneyle o kirden bulanıklaşmış parmaklarınızı delip, o iğrenç kanınızdan birazını bu zavallı Statü Plakasına damlatacağım ve artık size bağlanacak. EğerDurum Açderseniz, plaka size istatistikleri gösterecektir. Ah, böyle bir şey hiç duymadınız mı?Umurumda değil pislikler ne derseniz deyin yapacağım!’’

Artifact?

//Statü Plakasını da içinde barından eser manasına gelen terimdir. Aşağıda açıklaması mevcuttur.

Kouki bunu sordu çünkü bu kelimeye aşina değildi.

Artifact, modern araçlarla üretilemeyen güçlü bir araçtır. Tanrı ve ailesi hala bu topraklarda dolaştığı sıralarda oluşturulduğu söylenir. Statü Plakası üretilemeyen ve Tanrının geride bıraktığı eserler biridir.

Anlıyorum demek bu yüzden direk insanların kendi kanı kullanılıyor ve etkinleştirmek için plakalar üzerine kanları sürülüyor.” Sihirli oluşumu bir an için kırmızı oldu. Hajime de kan ve plaka ile aynı şeyi yaptı.


 

İsim Nagumo Hajime Yaş 17 Yaşında
Cinsiyet Erkek Seviye 1
Sınıf Transmutation Artist (Sinerjist)
Kuvvet 10 Yaşam Gücü 10
Direnç 10 Çeviklik 10
Sihirli 10 Sihirli Direnci 10
Beceriler
  • Dönüşüm
  • Dil Anlama

Görüntülenen istatistiklere baktığında, kendisini oyunda bir karakter gibi hissettiğini düşündü. Diğer öğrenciler de ciddiyetle statülerini incelediler. Meld kendilerine özellikleri izah etmeye başladı.

Herkes gördü mü? Anlatayım. Birincisi, “Seviyeeğer seviye atlarsanız istatistiklerinizde artacaktır, bir insan için seviye sınırı 100dür,eğer 100ü aşarsanız güç olarak insan olma sınırını da geçersiniz.

İstatistik eğitiminiz, büyü, ya da büyülü araçlar tarafından yükseltilebilir. Ayrıca, yüksek sihirli stat sahibi birisi diğer istatistiklerinde daha hızlı artış sağlar. Biz bütün detayları bilmiyoruz ama büyülü gücün bir şekilde fiziksel gücü geliştirdiğine inanıyoruz. Tüm bunlardan sonra, sizler kahramansınız. Ulusal hazine sizi tedarik için kullanılacak! Bir şeytan ya da canavarı öldürürken statlarınız garantili şekilde arttırmaz. İstatistik, uygulama ve deneyim ile sürekli artacaktır.

Hajime kendi istatistiklerine göz attı. Şüphesiz onun sınıfı “Synergist”ti. Ona, “sinerji” yeteneği hediye edildi. Eh, onlar daha güçlü bir dünyadaydı bu yüzden doğal olarak o normal bir insandan daha yüksek güçlü olmalıydı. Hajime biraz düşününce tebessüm etti. Sonuçta o bir yeteneğe sahipti. Meld istatistikleri hakkında daha fazla anlatmaya başladı ancak onun sevinci kısa ömürlü oldu.

Pekâlâ… Herkesin istatistiklerini görelim. Örneğin, ortalama bir 1. Seviyenin istatistikleri 10 civarındadır. Pekâlâ, sizin ki daha yüksek olmalı. Aslında bu durum kıskanılacak bir şey. Durum plakası ne diyor rapor verin. Biz de size en uygun eğitimi seçeceğiz

Birinci seviyedeki Hajime’nin istatistikleri tamamen 10’du. Buranın yerlilerinden bir farkı yoktu yani, başını önüne eğdi.
(Bu nedir? Yine mi en kötü benim, bu sadece ortalama bir stat işte. Yine dalga geçileceğim.)
Hemen Meld’in isteğine yanıt olarak, Kouki kendi durumunu bildirmek için ileri doğru bir adım attı.


 

İsim Amanokawa Kouki Yaş 17 Yaşında
Cinsiyet Erkek Seviye 1
Sınıf Kahraman
Kuvvet 100 Yaşam Gücü 100
Direnç 100 Çeviklik 100
Sihirli 100 Sihirli Direnci 100
Beceriler
  • Tüm Özellik yetenek
  • Tüm Elemental Yenilenme
  • Fiziksel Yenilenme
  • Karmaşık Büyü
  • Kılıç oyunu
  • Herkül Mukavemeti
  • Hızlı Hareket
  • Öngörü
  • Yüksek hızlı Büyü Kurtarma
  • İşaret Algısı
  • Sihirli Algı
  • Sınır Arası
  • Dil Anlama

Bir hile tanımı.
Ho, gerçekten bir kahraman. Seviye 1 de benimle neredeyse aynı istatistiklere sahip olmak… Biraz moralim bozuldu. Genellikle bir kişinin sadece 2-3 becerisi olur inanılmaz… Çok sağlamsın.

Evet, Ahaha…

Kouki Meld’in övgüsü yüzünden utançla başını kaşıdı. Bu arada, Meld’in istatistikleri ortalama 200 civarındaydı ve 62 seviyeydi ve bu bir insan için bu dünyada en üst düzey olarak kabul edilirdi. Ancak, Kouki seviye 1 de yarısına sahipti, onun seviyesinde onu aşacağı kesindi.

Bu arada, beceri yetenek ile eşit olabilir ve bu değiştirilemez bir şeydir. Bunun tek istisnası “Derivasyon Beceri“dir. Bu, uzun yıllar bir becerinin patlaması sonucu oluşmuştur ve kişi bu yeteneği “duvarı kırdığı zaman ” kazanır.

Sadece Kouki’nin özel olduğu düşünülüyordu, ancak diğerleri Kouki kadar iyi olmasa da, yine de hileleri kabul edilebilirdi. Toplulukta bir sürü mücadele sınıfları vardı. Hajime sadece sınıf adına baktı. Kendi sınıfını hayal etmeye çalışırken, bu savaşta bu sınıfı görmek mümkün değildi. Ayrıca, onun sadece iki becerisi vardı. Bunlardan biri de varsayılan dil anlamaydı (bu dünyaya geldiklerinde otomatikman dillerini anlıyorlardı zaten). Gerçekten, sadece o zaman bir tane yeteneği vardı. Hajime sadece kuru bir gülümsemeyle bunu Melde bildirmek zorunda kaldı,

Şimdiye kadar, Meld tüm o Statü Plakaları incelediğinde suratında güzel bir ifade vardı. Çok güçlü savaşçılar var etmek bir zevkti. Hajime’nin statlarını görünce tepkisi şu oldu.

Ha?” Hajime’nin arızalı olup olmadığını görmek için plakayı aldı ve ışığa kaldırdı olarak Hajime hala gülümsüyordu. “Ah, bu. Eğer sinerjistlerin konusuna gelirsek, bu bir işçilik sınıfı. Bir demirci olmak istiyorsanız kullanışlıdır.

Meld elinden geldiğince Hajime’nin sınıfını nitelendirdi. Hajime erkek gibi değildi, Açıkçası bu bir savaşa uygun bir sınıf değildi. Bütün sınıf arkadaşları Hajime’nin bu nedenle gelecekteki savaşlarda yardımcı olamayacağını düşündü.

Hiyama Daisuke sırıtarak bağırdı.
Oi Oi, Nagumo. Bu muhtemelen olamaz, ama olmayan bir savaş sınıfı mı aldın? Bir işçilik sınıfı nasıl mücadele edebilir?

–Meld-san, bu sınıfın nadirliği nedir?

Eee, 10 işçilik sınıfından biridir. Bütün ülkeler onları kullanır.”

Oi Oi, Nagumo, böyle mücadeleye mi gidiyorsun?

Eğer denemezsem bilemem” dedi.

Jyaa, bize istatistiklerini gösterebilir misin? Sınıfın harika statları yok ama senin vardır değil mi ?

O her zaman yaptığı şeyi yapıyordu, o piçin yanına diğer 3 piç de gelince ortalık şenliğe döndü. Normalde olsa Kaori ve Shizuku buna kesin engel olurdu. Daisuke Kaori’yi seviyordu, kendini güçlü göstermek için Hajime’yi ezmek istiyordu şerefsiz.

Hajime’nin plakasına bakınca, Hiyama ona güldü. O başkalarına plakayı verdi ve onun takipçileri de kahkahalar üzerinde katıldı.

“Fuu, Hahahaha, bu nedir? Her şeyi o kadar ortalama.

Kya, hahaha, hepsi 10 çocuklar ile aynı olduğuna bahse girerim.”
Hahahah, Merhaba, ben bunu alamam! O ölecek! Hatta bir et kalkanı bile olamaz!

Kaori öfkeli bir ifade ile gülen öğrencilere yaklaşmaya başladı. Ancak oraya varmadan, birisi öfke dolu bir sesle bağırdı. Bu Aiko-san’dı.

Koraa..! Siz ne gülüyorsunuz? Sınıf arkadaşınıza gülmenize izin veremem! Ben kesinlikle izin vermem! Nagumo-kun plakanı geri al!

Aiko-san küçücük vücudu ile öfkesini ifade etmeye çalıştı. Plaka isteksizce Hajime’ye iade edildi.

Aiko-san omuzlarına dokunarak Hajime’yi neşelendirmeye çalıştı.

Nagumo-kun, bunu hiç umursamıyorum. Ben de savaşçı değilim. Senin gibi benim de istatistiklerim ortalama, sen yalnız değilsin.” Böylece, Hajime Aiko-sensei’nin plakasına baktı.


 

İsim Aiko Hatayama Yaş 25 Yaşında
Cinsiyet Kadın Seviye 1
Sınıf Çiftçi
Kuvvet 5 Yaşam Gücü 10
Direnç 10 Çeviklik 5
Sihir 100 Sihir Direnci 10
Beceriler
  • Toprak Yönetimi,
  • Toprak Restorasyon,
  • Menzil Yetiştiriciliği,
  • Büyüme Uyarımı,
  • Seçici Islahı,
  • Bitki Değerlendirme,
  • Gübre Üretimi,
  • Karışım Geliştirme,
  • Otomatik Hasat,
  • Fermantasyon Operasyonu,
  • Aralıklı Sıcaklık Ayarı,
  • Çiftlik Bariyeri,
  • Bol Yağmur,
  • Dil Anlama

Hajime ölü gözleler plakayı inceledi.

Sorun nedir? Nagumo-kun! “Aiko-Sensei Hajime’yi sarsmaya başladı. Evet, onun istatistikler savaşçıların altındaydı ama sihir gücü dehşet yüksekti. Ayrıca çok fazla beceri vardı. Hajime’nin sınıfının aksine, bu çok iyi bir alternatif olurdu. O yalnız değildi diye düşündü çünkü bu ona daha fazla zarar verirdi.

Ara Ara, Ai-chan parlamayı durdur…

Na-Nagumo-kun! İyi misin?

Hajime artık yanıt veremiyordu. Shizuku’ya bakıp gülümsedi. Kaori endişeyle koşarak yanlarına geldi. Her zamanki gibi, Aiko-san biraz bir uçuktu işte…
Hajime için gelecek çok zor olacaktı sanki bunu düşünürken bile 3 kadının zorbalığına uğruyordu sanki.

* * *

Özellikler gelişi güzeldi.
Modifikasyon imkânı yüksek.


Önceki Bölüm                                                                                       Sonraki Bölüm

 

Arifureta Shokugyou de Sekai Saikyou 2.Bölüm” üzerine 6 yorum

  1. Elinize sağlık. Bölüm harikaydı nasıl okuduysam bu bölüme kadar hajimeyi küt saçlı kız sanıyordum xD

    Beğen

  2. Arifuretayi birkac kitap okudum ilk kitaplardaki karanlik tarzini devam ettirseydi efsane olabilirdi ama ne yazık ki yazar animelerde gördüğümüz ağzından salya akan otakulardan çıktı ve 3. Veya 4. Kitaptan sonra harem tarzindaki yola başladı cevrildikten sonra cogu kisinin benimle ayni fikirde olacağına eminim

    Beğen

Yorum bırakın