Deli Dünya : Bölüm 5 – Her Şeye Sahip

Yazan Ujda Düzenleyen Fullbringerz. Keyifli okumalar…

Önceki Bölüm                                                                                        Sonraki Bölüm


Sevgili okuyucularım benim Yazar. Yanlış anlaşılma olmasın benim adım Yazar. Bu delice kendi kendime konuşma tarzı bana maalesef Pir’den bulaştı. Bu konuşmayı da her 2 günde bir yaptığımız günlük rutinin bir parçası olduğu için yapıyorum. Cidden bunu son 1 yıldır hiç aksatmadan yapıyor bu adam.

Şimdi deli olmayan bir adamın gözünden az önceki olayları bir daha anlatmazsam durumun vahametini anlamanız mümkün değil.

Pir eskiden her büyük devletin, her önemli insanın peşinden koştuğu biriydi. Bu doğaldı çünkü tüm bilim adamları bir insan E seviyeyi kimse geçemez derken o E++ seviyeye ulaşmıştı. Bunun yanında hem devre mühendisliği hem de komutanlık becerilerinin bu dünyada bir eşi yoktu.

Pir tüm bu becerilerle 30 yaşına geldiğinde yeryüzünde ulaşılabilecek tüm başarılara ulaşmış, işitilebilecek tüm övgüleri işitmiş ve ulaşılabilecek her türlü askeri ve siyasi gücü elde etmişti. Diğer tüm hedeflerine ulaşmanın verdiği rahatlıkla artık önündeki tek hedefe odaklanmaya karar vermişti.

Pir artık tüm zamanını ailesine adamıştı. Beni küçük bir çocukken bir katliamdan kurtardığı zaman onun peşine takılmış ve başka ne yapacağımı bilmediğim için bende bu kasabaya yerleşmiştim. Bu yüzden ailesini sık sık ziyaret eder onların mutluluğuna aynı sıklıkla şahit olurdum.

Bu durum içinde bulunduğumuz ülkedeki yetkili kişileri rahatsız ediyordu. Ellerindeki Pir gibi bir güç varken kullanamamak onları en çok rahatsız eden şeydi. Bu yüzden bir plan yaptılar. Önce köydeki bir tüccardan yüklü miktarda mal talep ettiler. Bu duruma çok sevinen mal sahibi hiç düşünmeden teklifi kabul etti ama bir şartları vardı. Malın yol boyunca güvende olacağını garantilemek için 2 yüksek rütbeli koruma talep ettiler. Kasabada ben ve Pir’den başka A+ seviyesinin üstünde kişi olmadığı için tüccar doğrudan bize geldi. Önce kabul etmesek de çok ısrar edince adamı kıramayıp yardım etmeyi kabul ettik. İkimizde uzaklaşınca hapishaneden şartlı tahliye edilen bir suçlu Pir’in evine girdi.

Kasabaya döndüğümüzde Pir doğrudan evine gitti. Aradan 2 gün geçtiği halde ondan haber alamayınca bende evine ziyarete gitmeye karar verdim.

Eve girdiğimde Pir evin bir köşesine bağdaş kurmuş boş gözlerle duvara bakıyordu. Evdeki tanıdık o pis kokuyu takip ettiğimde ise gördüğüm manzara mide bulandırıcıydı. Leyla’nın ağzına annesinin elinden yapılmış küçük bir oyuncak bebek tıkıştırılmıştı. Ağzındaki eli çıkarmak için yaklaştığımda gözlerinin ve dişlerinin yerinde olmadığını fark ettim. Odanın geri kalanında da Ece’nin vücut parçalarından yapılmış çeşitli oyuncaklar vardı.

Odadan çıktığımda kusma hissi çok ağırdı. Mutfak tuvaletten daha yakın olduğu için oraya koştum ama buna pişman olmam çok kısa sürdü. Mutfaktaki manzarayı görmemle olduğum yere kusmam bir oldu. Ece mutfakta bir sandalyeye bağlanmış ve iç organları çıkarılmıştı. Sofrada duran tabakta bu organlardan yapılmış yarısı yenmiş bir yemek duruyordu.

Yetkililer bu olaydan sonra Pir’in intikam düşüncesiyle ona koşacağını düşünmüş ama yanılmışlardı. Pir 3 gün sonra ortadan kayboldu ve 5 yıl boyunca bir daha görünmedi. Pir’in kaybolduğu ilk yıl bir sürü yüksek seviyeli yetkili gizemli biçimlerle öldü.

Bunun Pir’in işi olduğuna adım gibi emindim ama intikamını aldıktan sonra ne yapacağını tahmin edemediğim için çok endişeliydim.

Pir kendi karısının ve kızının cenazesine katılmamıştı. 3 gün boyunca boş gözlerle duvara bakmıştı. Kasabadaki herkes ona taziyelerini sunmuştu. Sıra kandırılan tüccara geldiğinde belki bir tepki verir diye hem heyecanlanmış hem de zavallı adamı öldürür diye çok korkmuştum ama ona da bir tepki vermeyince hayal kırıklığına uğradım.

Pir’in bahsettiği bahçesinde duran iki büyük beyaz taş karısının ve kızının mezar taşlarıydı. Evin yeniden inşasıysa tamamen hayal. Bundan 2 yıl önce çıkan yangında evin çatısı çökmüş ve evden geriye evin taş duvarları kalmıştı. Her ne kadar ısrar etsem de Pir her 2 günde bir o evde kalıyor. Diğer günse şehirde evin yeniden inşasıyla ilgili işleri olduğunu söyleyip bana geliyor.

Şimdi soracaksınız bu hikayenin ana konusu ne diye. Pir 5 yıl sonra geri döndüğünde buna çok sevinmiştim. Ona 5 yıl boyunca nerede olduğu ve neler yaptığını sordum. Gerçi hangi soruyu sorarsam sorayım hiçbir cevap alamadım. Pir hiç durmadan aynı şeyi tekrarlıyordu. “ Bir kez daha” bu sözleri tekrarlayarak tam 5 gün geçirdi. 6. gün bana durumu açıklamak için çok zorlayınca bana şöyle söyledi.

“ Tek bir kişi kaldı ancak onu bulabilmek için belirli bir şeye ihtiyacım var. O nesneyle ilgili bir kişiyi görevlendirdim. O gelince benimle gelir ve benim son hedefimi elimden alan o kişiyi bulmama yardım eder misin? “

Bu isteği hiç tereddüt olmadan kabul ettim.

Şu an 27 yaşındayım. 7 yaşından beri Pir’i takip ediyorum. Eğer Pir biraz bile olsa eski haline yaklaşacaksa şuan burada ölmeye hazırım.

Her şeyden sonra madem öldüklerinin farkında niçin her seferinde aynı şeyleri yapıyor bu adam? Bu sorunun yanıtını Pir zaten size verdi. O kasabanın delisi.

Neyse yağmur kötü bastırdı. Yonca hanım ne zaman Pir’e selam verip gülümsese akşamları bana bedava bir buket çiçek veriyor. Bu aramızda gizli bir kod gibi bir şey haline geldi. Güzel bir kadını yağmurda bekletmek benim yapacağım bir şey değil. Yeni bir gelişme olduğunda sizinle iletişime geçerim.


Önceki Bölüm                                                                                        Sonraki Bölüm

Deli Dünya : Bölüm 5 – Her Şeye Sahip” üzerine bir yorum

Yorum bırakın